Duyu bütünleme, kişinin vücudundan ve çevresinden gelen duyusal (duyuyla alınan) bilgileri organize etmesini, vücudunu çevreye uygun şekilde kullanmasını sağlayan nörolojik işlemdir.

Bu işlem aşağıdaki adımlarla gerçekleşir:

  • Kişinin duyu organları çevreden gelen uyaranları algılar.
  • Elde edilen veriler kişinin merkezi sinir sistemi tarafından işlenir.
  • Beyin, bu bilgilere uygun bir cevap oluşturur.
  • Ardından kişi bu cevaba uygun harekete geçer.

Duyu bütünleme kavramını, ilk kez 1972 yılında Amerikalı ergoterapist ve psikolog A. Jean Ayres ortaya koydu.

Kaç Duyumuz Vardır?

Ne var ki çocukluğumuzdan beri bize 5 duyumuz olduğu öğretildi.

Aslında hep bildiğimiz

  • Dokunma,
  • Görme,
  • İşitme,
  • Koku ve
  • Tat duyularının dışında beynimize çok önemli uyarılar veren 2 duyumuz daha var.

Bunlar,

Vestibüler duyu: Vücudumuzun denge merkezidir.
İç kulağımızda yer alır.
Vücudumuzu yerçekimine karşı dengede tutmamızı sağlar.
Uzaysal ve görsel algı, vücudumuzun nerede olduğu algısı, dikkat ve dil becerileri bu sistemle sağlanır.

 

Proprioseptif duyu: Kas eklem sistemimizdir. Özduyum da diyebiliriz. Vücudumuzla ilgili farkındalığı ve hareketlerimizi kontrol etmemizi sağlayan sistemdir.
Beden algısı ile ilgilidir. Örneğin bir yerlere çarpmadan yürümemizi sağlar.

Duyu Bütünleme Bozukluğu Nedir?

Duyu bütünleme bozukluğu, vücudumuzdan ve çevremizden gelen bilgilerin bir araya getirilmesinde ve bir bütün oluşturulmasında zorluk yaşanması durumudur. Duyu bütünleme bozukluğu yaşayan bireylerde öğrenme ve davranış normal dışı bir gelişim seyri gösterir. Bu durumda çocuklardaki problemin duyulardan mı duygulardan mı kaynaklandığını tespit etmek çok önemlidir. Bunun tespitinde en önemli görev, konunun uzmanı ergoterapist ve fizyoterapistlere düşer.

Duyu Bütünleme Bozukluğu Belirtileri

  • Altı bezliyken ya da bez değişikliği gerektiğinde rahatsız olursa,
  • Belli kıyafetleri tercih eder, sıkı veya farklı tekstürden, kumaşlardan rahatsız olursa (15 aydan büyükler için),
  • Saçının ve yüzünün yıkanmasından, banyo yapmaktan rahatsız olursa.
  • Kıyafetleri çıkarıldığında rahatsız olursa,
  • Sarılmaya veya kucakta olmaya karşı direnç gösterirse,
  • Düştüğünde, darbe aldığında ya da iğne yapılırken acıyı fark etmezse,
  • Hamur, köpük, yapıştırıcı, parmak boyası gibi maddelere dokunmaktan kaçınır, rahatsız olursa,
  • Sürekli hareket, koşma ve sallanma halinde ve bir aktivite boyunca oturamazsa,
  • Hiç emeklememiş ya da çok kısa süre emeklemişse (1 yaşından büyük çocuklar için),
  • Havada hoplatılmaktan, salıncaklardan, atlıkarıncaya binmekten ya da arabada gitmekten rahatsız olursa veya sallanmak ve harekete karşı aşırı ilgisi varsa,
  • Sakar, sürekli düşer, dengesi zayıf ve sıkça bir şeylere çarparsa (1 yaşından büyükler için),
  • Farklı dokulu yüzeylere basmaktan korkar ya da tedirgin olursa (çim, halı, kum veya ahşap yüzeyler gibi),
  • Sıkça duyulabilen bazı seslerden aşırı rahatsız olursa (müzik, şarkı sesi, elektrik süpürgesi, sifon sesi ve yüksek sesler),
  • Sözel yönergelere tepki vermezse (1 yaş üstü ve işitme sorunu olmayan çocuklar için),
  • Ortalama bir insanın normalde fark etmediği seslerden rahatsız olursa (buzdolabı, kombi gibi),
  • Market, restoran gibi çok kalabalık ve yoğun yerlerde ya aşırı heyecanlı ve hareketli olur ya da uykuya dalarsa,
  • Görüş alanı içinde birden fazla oyuncak veya yiyeceğe dikkatini yöneltemezse,
  • Taklit etme becerisi gerektiren oyunları oynamakta zorlanırsa (10 aylıktan büyükler için),
  • Dikkatini odaklamakta zorluk çeker, oyun oynamaktan ziyade amaçsızca dolanırsa (15 aylıktan büyükler için),
  • Kolayca oyuncakları ve diğer şeyleri kırarsa (15 aylıktan büyükler için),
  • Kişilerle oynamaktansa oyuncaklar veya diğer nesneler ile oynamayı tercih ederse,
  • Kendisine ve başkalarına zarar verirse (ısırmak, kafasını yere vurmak, çimdiklemek vb.),
  • Aile bireyleri çocuğun duygu ve düşüncelerini anlamakta zorluk yaşarsa,
  • Genel olarak huysuz ve mızmızsa,
  • Emziğini emerek, oyuncaklara bakarak ya da kendine bakım veren kişiyi dinleyerek sakinleşemezse (10 aylıktan büyükler için),
  • Bir aktiviteden diğerine ya da uykudan uyanıklığa huysuzlanmadan geçmezse,
  • Kolaylıkla dikkati dağılıyorsa, bir aktiviteye gereğinden fazla odaklanırsa, (televizyon, trenler, tekerlekler vb.)
  • Uykuya dalmak ya da uyandırılmak için yoğun bir yardıma ihtiyaç duyarsa (sallama, saçları okşama, uzun yürüyüşler),
  • Emme, çiğneme, yutma ve ek gıdaya geçişte zorluk yaşarsa,

Yukarıda yer alan maddeler günlük hayatımızda sıkça karşılaştığımız durumlardır. Tipik olarak duyu bütünleme bozukluğu olan bir çocuk yukarıda yazan belirtilerden birkaçını gösterebilir. Çocuğunuz duyusal olarak ihtiyaçları nedeniyle sinyal veriyor olabilir.

Duyu Bütünleme Bozukluğunun Nedenleri

Duyu bütünleme bozukluklarının

  • Evde kapalı büyüyen,
  • Teknolojik cihazlarla erken yaşta tanışan ve
  • Etkileşim temelli oyun oynamayan çocuklarda görülmesi daha sıktır.

Duyu bütünleme bozukluğu anne ve babası kaygılı çocuklarda da daha fazla olabiliyor.

Örneğin, çocuk 5 yaşına gelmiş ama hiç düşmemiş olabiliyor. Oysa bu, motor becerilerin gelişmesi açısından gerekli bir durum.

Çocuk farklı bir ortama girdiğinde orayı keşfetmeli. Ancak günümüzde kimi çocuklar farklı bir ortama girmek istemiyor.

Duyu bütünleme terapisiyle çocuğun çevresiyle etkileşimini arttırılmaktadır.

Duyu Bütünleme Bozukluğu İçin Neler Yapılabilir?

Duyu bütünleme probleminin söz konusu olduğu durumlarda bu kendiliğinden sağlanamaz. Çocuğunuzda gözlemlediğiniz bu tür problemler için Duyu Bütünleme Terapistine başvurabilir, çocuğunuzun durumuyla ilgili olarak değerlendirme isteyebilirsiniz. Değerlendirme sonucunda duyusal tablosunda sıkıntılar belirlendiyse duyu bütünleme terapisi ve gereken ev düzenlemeleriyle çocuğunuzun bu tür problemlerine çözümler bulabilirsiniz.

Daha Fazlası Genel
Yorumlar Kapalı