Bebek gelişimini destekleyebilmek için en önemli nokta 5 duyunun (görme, işitme, dokunma, tatma ve koku) düzenli şekilde uyarılmasıdır. Bunları besleme, alt değiştirme, banyo, sakinleştirme gibi temel bakım aktivitelerinde bebeğinize verebildiğiniz gibi, sistemli oyunlar aracılığıyla da etkin şekilde sunabilirsiniz. Ancak bizim bebeklere sunduğumuz doğal ya da sistemli uyarılma ortamlarından öte, bebeğin doğuştan getirdiği duyusal özellikleri ve bazı uyaran türlerine karşı sahip olabileceği hassasiyetleri, kurduğumuz etkileşimlerin yönünü belirleyen temel unsurdur. Hiç çevrenizde görüntü, ses, doku, tat ya da kokulara aşırı duyarlı, meraklı ve istekli ya da tam tersi bu uyaranları fazla bulup hızlıca bunalan ve sıkça kapanma ihtiyacı duyan bebekler var mı? Ya da sizin bebeğiniz onlardan biri mi?

Her bebek biyolojik olarak belirlenmiş, çevreye tepki verme biçimini belirleyen kendine özgü bir sinir sistemi ile dünyaya gelir. Bebek beyninin uyaranlara verdiği tepki, işleyiş ve sıralama şekli ya da hassasiyet düzeyi bizim kontrolümüzün dışındadır. Ancak beynin tepkilerini bebeğimizin davranışlarına yansıyan örüntüler olarak gözlem yoluyla tanımlayabilir ve keşfedebiliriz. Daha sonra da bebekle kurduğumuz etkileşimler aracılığıyla bu tepki verme örüntülerini gerektiğinde desteklemek ve düzenlemek mümkün olmaya başlar. Bebeğinizi sakin, odaklı ve çevreye ilgili tutabiliyor olmak tüm zihinsel, motor ve sosyoduygusal gelişim adımlarının temelidir. Bunu başarmak için de bebeğin uyarana tepki verme biçimi ve uyaran hassasiyetlerini yani sinir sisteminin işleyiş şeklini bilmek önemlidir.

BEBEĞİNİZİN SİNİR SİSTEMİNİN NASIL İŞLEDİĞİNİ KEŞFEDİN!

Bebeğinizin duyularının nasıl çalıştığını anlamak için şu soruları sorabilirsiniz. Hangi görüntü, ses, dokunuş ya da hareketler bebeğimi keyiflendiriyor? Hangi uyaranlar onu sakin tutuyor ve dikkatini toplamasına yardımcı oluyor? Yumuşak sesleri mi yüksek sesleri mi tercih eder? Yavaş ya da hızlı ritimlerden mi hoşlanıyor? Parlak ışıklar ve karmaşık şekiller mi yoksa hafif ışıklar ve basit şekiller mi tercihidir? Her bir duyu için bebeğinizin tercihlerini keşfedip sinir sisteminin bu özelliklerine uygun şekilde günlük tecrübeleri, bakım ortamını ve oynadığınız oyunları düzenlemek mümkündür. Bu sayede bebeğinizin çevresindeki dünyaya anlamlı, odaklı ve keyifli bir bağ kurmasını ve ilerleyen yıllar boyunca gelişiminin desteklenmesini sağlayabilirsiniz.

SİNİR SİSTEMİNİN İŞLEYİŞ ŞEKLİ BAKIMINDAN BEBEKLER KABACA 5 KATEGORİYE AYRILIR:

Doku ve Sese Duyarlı Bebekler: Bu bebekler diğerlerinin aksine kucağa sokulmayı daha az tercih edebilir ve dokunulduğunda kurtulmak istercesine bedenlerini uzaklaştırma eğiliminde olabilirler. Beslenme sonrası hızlıca uykuya dalsalar da yatağına bırakılır bırakılmaz dokuyu hissedip uyanabilirler, uykuları daha kısa sürelidir. Ağladıklarında nazik dokunuşlar yerine güçlü kollarla net şekilde sarmalanmanın verdiği kas kontrolünden ve kundağa sarılmaktan daha büyük memnuniyet duydukları görülür. Diğer yandan yüksek sesler bu bebekleri rahatsız ederken sakin, yumuşak, düşük tondaki konuşmaları rahatlatıcı bulurlar.

Dış Dünyadan Az Uyarılan Bebekler: Bu bebekler kendi kendilerine daha kolay ve uzun oyalanabilir, uzun süre uykuyu sürdürebilir ve az huysuzlanıp ağlarlar. Yatağına koyduğunuz basit bir dönenceyle uzun süreler boyunca oyalanabildiğini görebilirsiniz, başını beşiğinden çıkarıp etrafı biraz keşfetmek için bile motivasyonu düşüktür. Bu kendiliğinden sakin ve uyumlu yapıdaki bebeklerin ebeveynleri zamanla farklı ses, görüntü ve duygusal tonlamalar kullanarak bebeğin ilgisini çekmeyi öğrenmek durumda kalırlar.

Uyaran Açlığı Çeken Bebekler: Bu bebekler ekstra uyaran ararlar ve sürekli hareket halinde olup aktif bir şekilde bedenlerini kullanmak için büyük bir istek duyarlar. Bunu başaramadıkları doğal anlar da bebekte sıkça hayal kırıklığına sebep olur. Örneğin, böyle bir bebekle bacaklarının döndürerek bisiklet çevirme oyunu oynarsanız ellerinizi nasıl güçlü şekilde ittiğini görüp hayrete düşebilirsiniz. Büyük bedensel hareketler bu bebekleri keyiflendirir. Böyle bir bebeğiniz varsa belli tarzdaki vücut masajları ya da fiziksel egzersiz programları çevreye uyumu yakalamasına yardımcı olabilir.

Görüntülere Duyarlı Sesleri Dışarıda Bırakan Bebekler: Bu grup, doğumdan itibaren gözleriyle dikkatlice çevreyi tarayan, uzun uzun bakarak nesneleri, insanları, yüzleri keşfeden; parlak ışıkları ve karmaşık şekilleri tercih eden bebeklerdir. Kucakta tutup dolaştırarak şarkılı bir oyun oynamak isterseniz, göz teması ve görüntü sürekliliği olmadığı için rahatsız olup huysuzlandıkları görülür ama tam karşınıza alıp göz göze temas halinde farklı yüz ifadelere yaparak oyun oynarsanız çok keyif aldıklarını fark edersiniz.

Seslere Duyarlı Görüntülerde Zorluk Yaşayan Bebekler: Bu grubun en uç örneği kolik bebeklerdir, baştan itibaren yüksek sesle ağlayabilirler. Onları en çok rahatlatan şey karnının üzerinde tutarak kulağına ‘şşşşş’ sesi yapmanız ya da beyaz gürültü denen uğultulu seslerle sinir sistemini rahatlatmanızdır. Yüzünüze bakmak, farklı yüz ifadelerini keşfetmek ve göz göze temastan o kadar keyif almazlar, görsel bir uyaran tercih edecekler ise bu insanlardan çok nesneler olabilir. Bebeğinizin, mırıltılı sesler çıkarmasına izin vererek uzun süreli öne arkaya sallamanız en keyif aldığı aktivitesi olabilir. Bu bebekler için zaman ve sabırla keyifli anları yakalayıp, yüz yüze paylaşım içeren oyunları ritmik seslerle birleştirmek gelişimsel açıdan en destekleyici aktivitedir. Bebeğinizin kendine özgü dilini çözmeye çalıştığınız ilk aylarda kolaylık ve mutluluklar dileğiyle… 

 

.

Daha Fazlası Genel

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir