Bebeklerini kucaklarına alan ebeveynler, onların kendileriyle sözlü iletişime geçeceği vakti sabırsızlıkla bekler.

Bebeklerde dil gelişimi süreci ve konuşmaya başlama yaşı bireysel farklılıklar gösterir. Bu sebeple, söz konusu becerilerin hangi dönemde gerçekleşeceğini tam olarak söylemek imkansızdır.

Bununla birlikte bebekler, genellikle birbirine yakın aylarda gelişim süreçlerini tamamlayarak, ilk olarak anlamsız sesler çıkarmaya ve daha sonra da bilinçli şekilde basit kelimeleri söyleyerek konuşmaya başlarlar.

Bebeklerin Dil ve Konuşma Becerisi Nasıl Şekillenir?

Yenidoğan bir bebek, genellikle ağlama haricinde ses çıkarmaz. Ancak 2-3 hafta içerisinde, jest ve mimiklerini kullanmaya başlarlar. Çoğu zaman bunlar bilinçsiz hareketlerdir ve refleks olarak adlandırılırlar.

Bir bebeğin karşısındaki kişiyle ‘sözel iletişim’ olarak isimlendirilebilecek ilk teması, 2. ayından sonra başlar. Ayrıca bu dönemde ninni ve şarkı gibi tanıdıkları seslere tepki verebilirler.

Ortalama olarak 3. aya gelindiğinde, bebeğin anlamsız sesler çıkardığı görülebilir. Bu dönemde ayrıca, bebek kendi sesini duyduğunda tanır ve ağlıyorsa susabilir. Emzirilirken ses duyduğunda daha hızlı ya da daha yavaş emer. Agu-gugu gibi kelimeleri söylemeye başlayabilir.

  1. aydan sonra ise; bilinçli şekilde bağırma, çığlık atma, kıkırdama, bazı sessiz harfleri söyleyebilme gibi yeni beceriler kazanırlar. Bu dönem, 4-6 ay arasında gerçekleşir.

Özellikle 9. aydan itibaren ise, bebek için çıkardığı sesler bir iletişim haline bürünür. Sesleri etkili bir şekilde kontrol edebilen bebek, hoşnutsuzluğu ve şikayetlerini çıkardığı seslerin yanında jest ve mimikleri yardımıyla anlatmaya çalışabilir. Aynı şekilde sesleri kontrol ederken bir yandan vurgulu sesler çıkarabilme, genellikle 9. aydan sonra gerçekleşir.

Tıp dilinde 0-12 ay arası ’Agulama Dönemi’ olarak kabul edilir ve özellikle bebekler dudak seslerini içeren ba-ba, ma-ma gibi seslerin yanına sessiz harfler getirerek hece tekrarları yapabilirler. Dudak sesleri dışında da-da, de-de gibi ek sözcükler de kullanabilirler ve yetişkin tepkilerine göre bu heceleri sıklaştırırlar.

12-18 ay arası ‘Tek Sözcük Kullanım Dönemi’dir ve 1 yaşına basmış bebeklerin ortalama olarak en az 1-2 kelimeyi net olarak bilinçli bir şekilde söylemesi beklenir. Burada bebeğin alıcı dili iyi, ifade edici dili biraz daha sınırlıdır.

12 aylık dönemde bebeklerin çıkardığı kelimeler genel de isimdir, az da olsa fiil veya zarf kullanabilir. İlk sözcükler temel ihtiyaçlardan kaynaklı ortaya çıkar; mama, su, ver, at bunlara örnek verilebilir.

12-18 ay arası dönemde, bebekler soru sormaya ve olumsuzluk ekleri kullanmaya başlayabilirler. Bu konuşma becerisi zamanla pekiştirilerek, 2 yaşına gelen bir bebeğin basit cümleleri kurması ve kurulan cümleleri anlaması beklenir. Buna örnek olarak ‘Yatağından kalk ve yemeğini ye’ verilebilir.

Bir bebek 2 yaşını doldurduğunda yaklaşık 50-100 kelime konuşabilmesi gerekir. Konuşma becerisi ile ortalama olarak 2.5 yaşında tamamlanmış olur. Burada bebeğin söylediği kelimeler, sadece ebeveynleri tarafından değil çevresi tarafından da anlaşılabilir olmalıdır.

Bebeklerde Dil ve Konuşma Gecikmesi Nasıl Anlaşılabilir?

Bebeklerde geç konuşmanın belirtilerini ifade eden, keskin olarak belirtilmeyen ancak belirli bazı zaman aralıkları bulunur. Ancak bu zaman aralıklarını değerlendirirken her bebeğin kendine özgü bir gelişimsel süreç takip ettiğini hatırlamak önemlidir.

Örneğin bebek 1 yaşına geldiği zaman ‘yemeğini ye’ gibi basit komutları anlayamıyorsa, 18 aylık olduğu zaman iletişim kurmak için anlamsız da olsa sesleri kullanmıyorsa, 2 yaşına geldiği zaman ihtiyaçlarını söylemek haricinde konuşmuyorsa, 3 yaşına geldiği zaman söylediği kelimeler kendisini tanımayan kişiler tarafından anlaşılamıyorsa bebekte geç konuşma ya da konuşma geriliğinden söz etmek mümkün olabilir.

Konuşmaya dayalı bu gelişim süreçlerinin yanı sıra, bebeklerin davranışlarını da gözlemlemekte fayda bulunur. Bebeklerin; jest ve mimiklerini kullanabilmesi, basit komutları anlayabilmesi ve taklit yeteneğinin olması önemlidir. Çünkü bazı bebeklerde geç konuşma her zaman bir problemi ifade etmez. Sadece yaşıtlarına göre daha geç dil gelişimine sahip olabilirler.

Geç konuşma durumu görülen bebeklerin yaklaşık %50’si ilerleyen yıllarda konuşabilmektedir. Ebeveynler tarafından yapılan bu gözlemlerin bebeğin doktoru ile paylaşılması ve geç konuşma tedavisi ile ilgili bilgi alınması faydalıdır.

Bebeklerde Dil ve Konuşma Gecikmesinin Sebepleri Nelerdir?

Bebeklerde dil ve konuşma gecikmesi genetik, duyusal, nörolojik veya nöropsikiyatrik bir bozukluğun sonucu olabileceği gibi, herhangi bir nedene bağlı olmaksızın da ortaya çıkabilen bir durumdur.

Genellikle anne-babası geç konuşmuş olan bebekler, bir problemi olmasa dahi genetik olarak geç konuşabilir. Bununla birlikte bebeklerde dil ve konuşma gecikmesine düşük doğum ağırlığı, erken doğum ve cinsiyet faktörü de etki edebilir.

Halk arasında erkek bebeklerin, kız bebeklere göre daha geç konuştuğu söylenir. Bu konuda kesin bir bilimsel bulgu olmamakla birlikte, gözlemlerde kız bebeklerin konuşmaya daha yatkın olduğu saptanmıştır. Ancak bu durum, tüm erkek bebeklerin geç konuşacağı anlamına gelmez.

Bebeklerde Dil ve Konuşma Gecikmesi Tedavisi

Dil ve konuşma bozuklukları uzmanı, öncelikle ebeveynlerle kapsamlı bir görüşme sonrası bebeğin günlük rutinlerini öğrenir ve bir değerlendirme yapar. Bu değerlendirmede hem işitsel algının hem de sözel ifadenin yaş aralığı olarak nerede olduğu belirlenir.

Örneğin iki yaşındaki bir bebek, işitsel algı olarak 1.5-2 yaş performansına sahipken sözel ifadesi bir yaş civarı olabilir. Kısacası böyle bir durumda, bebek konuşulanları anladığı halde kendi konuşması yaşından beklenenin altındadır.

Bu durumda uzman, aileyi bilgilendirilerek bebeklerinin gelişimini nasıl destekleyeceğini anlatır ve ailenin katılımıyla terapiye başlanır.

Konuşma gecikmesi, bebeğin tüm hayatını olumsuz etkiler. Özgüvenini düşünür ve öğrenme becerisini azaltır. Hayatının her anında yaşıtlarından geride kalmasına neden olur. Bu nedenle bir bebeğin dil ve konuşma becerisi hakkında soru işaretleri varsa, uzmana başvurmak erken tedavi açısından oldukça önemlidir.

 

Daha Fazlası Genel

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir