Yeni anne baba olmuş ebeveynler için bebeklerinin bakımı oldukça zorlayıcı olabilir. Özellikle tecrübesizlik, çevreden gelen kulaktan dolma bilgiler doğrultusunda bazı yanlışları da beraberinde getirebilir.

Yenidoğan, bebek ve çocuk sağlığı söz konusu olunca da anne-babalar o güne kadar edindikleri tüm bilgileri unutup, soğukkanlılıklarını kaybederek panikleyebilir.

Ancak unutulmamalıdır ki kulaktan dolma bilgiler ya da toplumda yaygın olan ancak yanlış inanışlar, ebeveynleri ve bebek sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir.

Bu sebeple bebek bakımında doğru sanılan yanlışların bilinmesi ve yalnızca doktorun önerileri doğrultusunda hareket edilmesi önemlidir.

Ek Gıda Dönemi!

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Sağlık Bakanlığı, bebeklerin 6 aylık olduklarında ek gıdaya başlamalarını tavsiye ederler. Ancak halk arasında bebeklere 6 aydan çok daha küçük olsa dahi yemeklerin suyu, meyveler ve çorbalar gibi ek gıdalar verilebilir. Bu oldukça yanlış bir uygulamadır.

Özellikle 1 yaş altındaki bebeklere ek gıda verirken alerjik olduğu bilinen gıdalara karşı çok dikkatli olunmalıdır. Örneğin annelerin çok tercih ettiği ve bebeklerin de severek yediği bazı tropik meyveler ciddi alerji yapabilir.

Ayrıca alerji dışında bazı besinler yüksek asitli içerikleri nedeniyle reflüyü tetikleyip, ciddi pişiklere yol açabilir. Ek gıda dönemine geçildiğinde bebeğe verilen her gıda tek tek başlanıp, 3 günde azar azar artırarak denenmelidir.

Konak!

Halk arasında bebeğin baş çevresinde oluşan konak oluşumunun, hemen her bebekte olduğu ve normal bir durum olduğuna inanılır. Ancak konak, doğal bir oluşum değildir ve sıklıkla yapılan bazı hatalar sonucu gelişir.

Bebeği sık yıkamak ve özellikle baş bölgesinin temizliği yapılırken aşırı hassas davranılması, bıngıldağa zarar verilir endişesiyle iyice durulanmadan sabunlu bırakılması konuk oluşumunu hızlandırır.

Bebeğin kafası yıkanırken tırnaklarla hafif dokunuşlar yapılmalı ve iyice temizlenmelidir. Konağı tedavi etmek içinse çocuğun kafasına zeytinyağı sürerek en az 2 saat beklenmeli ve yumuşak bir tarak ya da fırçayla taranmalıdır. Konağın mutlaka temizlenmesi gerekir, bunun normal bir şey olduğu asla düşünülmemelidir.

Konak temizlendikten sonra banyo yaptırırken çocuğa tekrar başlamaması için haftada bir sadece sabun ya da şampuan uygulanmalıdır. Onun haricinde sadece duru suyla banyo yaptırılmalıdır. Şampuan olarak da nemlendirecek şampuanlar tercih edilmelidir. Özellikle konağı tedavi etmeye yönelik şampuan önerileri için doktorunuza danışabilirsiniz.

Sık Dışkılama!

Halk arasında bebeğin her beslenme sonrasında dışkılamasının, sindirim sisteminde bazı problemleri işaret ettiği düşünülür. Ancak bu tamamen yanlış bir bilgidir.

Bebeklerde dışkılama sıklığı, bebekten bebeğe değişiklik gösterir. Bebek yemeğini ağzına aldığı andan itibaren sindirim sistemi aktive olur. Bu durum gayet normaldir. Eğer bebek ishal değilse, büyümesi ve gelişmesi çocuk doktoru tarafından normal olarak değerlendiriliyorsa, dirençli kansızlık, demir ya da vitamin eksikliği gibi bir durum söz konusu değilse herhangi bir sağlık problemi olduğuna dair endişelenilmesine gerek yoktur.

Ancak bebekte bu şikayetlerden biri mevcutsa bir uzmana mutlaka başvurulmalıdır.

Çapak!

Halk arasında yoğun olarak uygulanan ve doğru şekilde kabul edilen bir diğer yanlış da bebeklerin gözündeki çapaklanmayı önlemek için çayla pansuman yapılmasıdır. Ancak bu oldukça yanlış bir uygulamadır.

Bebeklerde gözyaşı kanalının doğumsal tıkanıklığı akıntı, çapaklanma ve sulanma yapabilir. Bunun birlikte sulanma glokom, çapaklanma ise konjonktivit belirtisi olabilir.

Yenidoğanların yaklaşık yüzde 5’inde görülen gözyaşı kanalı tıkanıklığı, doğumdan sonraki ilk birkaç haftada gözyaşı göllenmesi ve çapaklanma atakları ile kendini gösterir. Bu durum, ilk 1 yıl içinde kendiliğinden düzelir. Bunun için göz doktorunun öğreteceği teknikle gözyaşı kanalını açmaya yönelik masaj düzenli olarak yapılmalıdır.

Dil Bağı!

Halk arasında bebeklerde görülen dil bağının, bir süre sonra kendiliğinden geçeceğine ve düzeleceğine inanılır. Ancak bu bilgi de yanlıştır.

Dil bağı, dili ağız tabanına sabitlemeyi sağlamaktadır. Bu bağın normalden kısa ya da kalın olması dilin fonksiyonlarını olumsuz etkiler. Bu durumda emme, yeme/yutma problemleri, konuşma bozuklukları, kötü ağız hijyeni, diş problemleri ve dil şeklinde bozukluk görülebilir. Bebekte fonksiyon bozukluğu mevcut ise dil bağına küçük bir müdahale gereklidir.

6 aydan küçük bebeklerde çoğunlukla lokal anestezi ile işlem kolayca yapılır. Dilin neredeyse tamamı kastan oluşmaktadır. Bebeğinizin dilini nasıl kullanacağına dair hiçbir kas bilgisi yoktur. Beynin dilin çalışmasını düzenlemesi ve bebeğin dil bağı serbest bırakıldıktan sonra etkin bir şekilde emmeyi öğrenmesi genelde ikinci haftadan sonra başlar.

Daha Fazlası Genel
Yorumlar Kapalı