Bebeklere Paylaşma Duygusu Ne Zaman ve Nasıl Öğretilmelidir?
Bir bebeğin fiziksel ihtiyaçlarını ve bakımını yerine getirmek kadar duygusal gelişimini desteklemek de anne babanın görevleri arasındadır.
Sosyalleşme, başkalarına saygı duyma, bencil olmama, hoşgörülü ve yardımsever olma bebeğin karakterinin oluşmasında ve kişisel gelişiminde rol oynarken küçük yaşlardan itibaren öğretilmesi gereken edinimler içerisinde yerini alır.
Özellikle ‘paylaşma’, öğretirken ebeveynleri en çok zorlayan duygulardan biridir. Bu da ‘Bebeklere paylaşma nasıl öğretilir?’ sorusunun sık sık sorulmasına neden olur. Çünkü bebekler paylaşmayı bilmeden ve bu hisse sahip olmadan doğarlar. Görerek ve uygulayarak anlayabilecekleri bu olgu, bebeklere farklı yöntemlerle rahatlıkla öğretilebilir.
Paylaşımcı Olmanın Bebek Gelişimi Üzerine Etkisi
Paylaşma duygusunun bilincinde yetişen bebek, ileride kuracağı arkadaşlık ilişkilerinde de zorluk çekmeyecektir. Tek yetişen bebeklerde kıskançlık duygusu en baskın huyları olarak bilinir. Kardeşi olmayan çocuklar paylaşma konusunda daha zor bir süreç yaşarlar. Sahip olduklarını paylaşmak, ailesini paylaşmak istemezler. Bu durum da onların kıskanç, geçimsiz, bazen saldırgan ve uyumsuz bir çocukluk süreci geçirmelerine sebep olabilir.
Paylaşma Bebeklere Ne Zaman Öğretilmelidir?
Birinci yaşını dolduran bebek bedeninin artık ona ait olduğunu bilir. Özellikle elleri ve kolları ile daha çok hareket eder. Sahip olduğu oyuncaklarını ve eşyalarını da bedeninin bu organları, özünün, benliğinin kendisinin birer parçası olarak algılar.
Bebekler, kendileri ile “sahip oldukları” şeyler arasındaki farkı anlamadıkça, paylaşmakta güçlük çekerler. Kısacası 1 yaşına kadar bir bebeğe paylaşımcı olmayı öğretmek imkansızdır.
2 yaş ise, insan gelişiminde ergenlikten sonra en fırtınalı geçen dönemdir. Bu dönemde bebeklerin tamamen bağımsızlaşma ve ayrı bir birey olmayı kabullenme süreçleri ile, hala dış dünyadan korkma ve annesine sığınma çatışmaları yaşanır.
Ancak 3 yaş ve sonrası, bir çocuğa paylaşmayı öğretebilmek için kısmen geç kalınmış bir zaman dilimi olabilir. Uzmanlar bu sebeple, 3 yaşından önce bazı temel paylaşma becerilerinin bebeklere kazandırılmasını tavsiye ederler.
Paylaşma Doğru Şekilde Nasıl Öğretilmelidir?
Paylaşma duygusunu tanımayan bir bebek için, bir oyuncağını veya eşyasını bir arkadaşına vermenin o nesneyi tamamen kaybedeceği anlamına geldiğine inanabilir. Sonuç olarak sevdiği eşyanın artık ona ait olmayacağı düşüncesine kapılmak, onu paylaşımcı olma konusunda çok daha isteksiz ve inatçı bir hale sokabilir.
Yetişkinler böyle olmadığını anlatmaya çalışsalar da bu durum bebek için inanması güç olabilir. Bu aşamada paylaşmanın o oyuncaktan tamamen vazgeçmek veya onu sonsuza kadar kaybetmek anlamı taşımadığını göstererek öğretmeyi denemelisiniz. Arkadaşına verdiği şeyin günün sonunda yine ona döneceğini ve asıl sahibinin kendisi olduğunu bildiğinde daha uzlaşmacı olacaktır.
Paylaşmayı Öğrenebilmek İçin Arkadaş Gruplarının Önemi
Yapılan araştırmalar, zamanının çoğunu tek başına ya da çoğunlukla anne ve babasıyla oynayarak geçiren bebeklerin, kalabalık arkadaş grubu ile daha fazla vakit geçiren bebeklere kıyasla daha az paylaşımcı olduğunu göstermektedir.
Bunun altında yatan en büyük nedenlerden biri, ebeveynlerin bebekle vakit geçirirken kararları genellikle bebeğin vermesi ya da sürekli onun isteklerine göre hareket edilmesidir.
Ayrıca tek başına oyun oynamaya alışmış bir bebek kimseyle bir şey paylaşmak durumunda kalmadığından bu hisse oldukça uzak olarak büyür. Bu nedenle yavrunuz ideal yaşa ulaştığında onu farklı arkadaş grupları ile bir araya getirmeye çalışarak sosyalleşmesine ve paylaşmayı öğrenmesine fırsat oluşturmalısınız.
İlk olarak arkadaşları ile daha sık buluşmasını sağlayabilirsiniz veya bebeğinizi çeşitli aktivite gruplarına kaydederek, grup oyunlarına katılarak başka bebeklerle etkileşim kurmayı öğrenmesine destek olabilirsiniz. İlk anlarda ufak zorluklar yaşansa da böyle bir ortamda bebeğiniz diğer bebeklerin varlığına alışırken herkesle eşit şartlarda olduğunu görecek, sırasını beklemesi gerektiği anları daha net kavrayacaktır. Yine de süreç boyunca ona duygusal destek sağlamayı, onunla empati kurmayı ihmal etmemelisiniz. “Hissettiğin duyguyu anlıyorum, paylaşmak zor olabilir” gibi ifadeler kullanarak duygusal farkındalık oluşturabilirsiniz.
Bebeğinize Paylaşımcı Olmayı Öğretmenin En Kolay Yolu: Rol Model Olmak!
Anne ve babalar, birçok konuda çocuklarına örnek olurlar. Bebeğiniz yeni bir şey öğrenirken gördüklerini kopyalama tekniğine başvurarak hareket eder. Bunun için ilk örnek aldığı kişiler de en çok sevdiği ve güvendiği insanlar, yani ebeveynleridir.
Bu sebeple aileler öğretmek istedikleri davranışları önce kendileri uygulamalıdır ki bebek de onlara bakarak taklit etsin ve davranışı içselleştirebilsin.
Bebeğinizin paylaşmayı öğrenmesi için ona örnek olabilecek davranışlar sergilemelisiniz. Örneğin; onun yanındayken diğer aile bireyleri ile aranızda birtakım paylaşımlarda bulunmalı veya yabancı insanlarla yaptığınız yardımlaşmayı bebeğinizin görmesine fırsat tanımalısınız.
Bebekler gördüklerini kolay kolay unutmazlar. Görsel hafızanın öğrenme üzerindeki etkisinden faydalanıp ona iyi ve doğru bir rol model olarak bu duyguyu anlamasına yardımcı olabilirsiniz. Sizin davranışlarınızı gördükçe paylaşımcı olma konusunda daha gönüllü davrandığını fark edeceksiniz.
Paylaşma duygusunu öğretmek, sabır ve sürekli etkileşim gerektiren bir süreçtir. Çocuklar, bu beceriyi zamanla geliştirirler. Ebeveynlerin destekleyici ve anlayışlı bir yaklaşım benimsemesi, çocukların sağlıklı sosyal ilişkiler kurmalarına yardımcı olur. Unutmayın, paylaşma bir alışkanlıktır ve bu alışkanlığın temelleri erken yaşlarda atılmalıdır.