Lohusalık Döneminde Hamile Kalınır mı? Doğumdan Sonra Regl Ne Zaman Başlar?

Siklus olarak da adlandırılan regl döngüsü, son regl tarihinin ilk gününden bir sonraki regl tarihinin ilk gününe kadar geçen zamanı ve bu zaman içinde kadın vücudunda gerçekleşen olayları ifade eder.
Regl döngüsü esnasında beyinde, yumurtalıklarda ve rahim iç tabakasında farklı olaylar meydana gelir. Beyinden salgılanan hormonların yumurtalıklardan birini uyarmasıyla başlayan süreç, uyarılan yumurtalıktan döllenmeye hazır bir yumurta hücresinin serbestleşmesine neden olur. Bu esnada rahim iç tabakası da kendini muhtemel bir gebeliğe hazırlar.
Döllenme gerçekleşmediğinde serbestleşen yumurta hücresinin ömrü biter ve gebelik için hazırlanmış rahim iç tabakasının regl kanamasıyla dışarı atılmasını takiben yeni bir regl döngüsü başlar.
Regl kanamasının amacı, her adet döngüsünde oluşabilecek muhtemel bir gebeliğin yerleşebilmesi ve uygun şartlarda gelişebilmesi için rahim iç tabakasının hazırlanması olarak değerlendirilebilir.
Kadınlar; gebelikte, doğum sonrası dönemde ve menopoz durumlarında regl döngülerini ve dolayısıyla regl kanamalarını gerçekleştiremez. Bunun sebebi, bu dönemlerde yumurtlamanın gerçekleşmemesinden kaynaklıdır.
Doğum Sonrası Ne Zaman Regl Kanamaları Başlar?
Doğum sonrası regl kanamasının başlama zamanı, emzirmeyle ilişkilidir. Doğum yapmış ve emziren annelerde daha geç, emzirmeyenlerde ise daha kısa süre sonra regl kanamaları başlar.
Bunun sebebi; sütün salgılanmasını sağlayan prolaktin hormonunun, direkt olarak yumurtalıklarda yumurta olgunlaştırılmasını baskılamasıdır. Bir diğer deyişle, taslak yumurta hücrelerinin döllenme için uygun hale gelmesinin engellenmesidir.
Yalnız burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, doğumdan sonraki kanamayla regl kanamasının karıştırılmamasıdır. Loşi olarak bilinen bu kanama, normal regl kanamasından daha yoğun olur ve altı hafta devam edebilir.
Lohusalığın ilk günlerinde kırmızı renkte olan bu akıntı, daha sonraki günlerde pembeye, kahverengiye ve daha sonra sarımsı beyaz bir renge döner. Loşi akıntıları sona erdikten sonra emzirmeye devam ediliyorsa, regl kanamasının başlama süresi daha geç olabilir.
Regl kanaması, genellikle doğumdan sonra 8-16. haftalar arasında yeniden başlar. Emzirmeyen kadınlar, loşi akıntıları bitiminden itibaren regl kanamaları görmeye başlayabilirler. Emziren kadınlarda bu süre, ortalama olarak 4-6 ay ve en geç 1 sene sonra yeniden başlar.
Emziren-emzirmeyen kadınlarda regl dönemleri hakkında ortak nokta ise, regl kanamalarının bir süre düzensiz seyredeceğidir.
Hamilelik öncesindeki regl düzenine sahip olunmaması, doğum sonrası dönemde sıklıkla karşılaşılabilen bir durumdur. Daha az ağrılı, daha kısa veya uzun süren, daha yoğun veya seyrek kanamalar gibi farklılaşmalar görülebilir.
Doğum sonrası dönemde, en geç 1 sene içerisinde regl kanamalarının başlamaması durumunda doktora gidilmesi ise oldukça önem taşır.
Regl Döngüsü Başlamadan Hamile Kalınır mı?
Regl döngüsü, olgunlaştırılan yumurta hücrelerini döllenmeye hazırlamak ve muhtemel gebelik için hazırlık yapmaktır. Yumurta olgunlaştıktan sonra bir süre rahim içerisindeki tüplerde, sperm hücrelerini bekler.
İlişki olmazsa ve sperm akışı sağlanmazsa, yumurta hücresinin döllenme şansı kalmaz. Gebeliğe hazırlık yapan rahim iç dokusu ve yumurta hücresine ait kalıntılar, bir süre sonra rahimden dışarı atılır.
Doğum sonrası regl kanamalarının başlayabilmesi için, öncesinde yumurtalıkların bir adet yumurta hücresini olgunlaştırması gerekir. Kısacası yumurtlamanın gerçekleşmesi ile regl kanamasının başlaması arasında 14 gün kadar süre vardır.
Doğum sonrasında yumurtlama periyotlarının düzensizleştiği hesaba katıldığında, yumurtlamanın ne zaman gerçekleşeceği belli değildir. Bu nedenle lohusalık döneminde, kadın doğum kontrolü kullanmıyorsa, hamile kalma ihtimali vardır. Regl dönemi henüz başlamamış olsa da, ovülasyon (yumurtlama) gerçekleşebilir. Hamile kalmamak için mutlaka doğum kontrol yöntemleri kullanılmalıdır. Özellikle emziren kadınlarda, emzirmenin doğum kontrolü sağladığına dair bir inanış olsa da, bu güvenilir bir yöntem değildir.