Bebeğiniz en sonunda kucağınızda ve siz de her geçen gün kendinizi daha da iyi hissediyorsunuz. Bununla birlikte, cinsel güdüleriniz geri geliyor ve eşinizle ne zaman tekrar birlikte olmaya başlayabileceksiniz sorusu sizi heyecanlandırmaya başlıyor. İyi haber! Doktorunuz aksi bir uyarıda bulunmadığı taktirde tekrar seks hayatınıza başlamanızla ilgili bir sakınca yok, doğum kontrol yöntemleri araştırmalarınıza başlayabilirsiniz. Ancak bilmenizde fayda var ki ağrılarınız ve yorgunluğunuz geçmeden tamamen zevk alamayabilirsiniz. İlk seferlerde kayganlaştırıcı jel kullanabilirsiniz. Çünkü hormonel değişiklikler vajinayı normalden daha kuru bir hale getirebilir.

Doğum kontrol yöntemlerini de unutmamanızı ve buna nasıl devam edeceğinize karar vermelisiniz. Belki bu doğum sonrası aklınıza gelecek en son şey olabilir ama pek çok planlanmayan hamilelik doğumdan sonraki ilk bir kaç ayda olur. Kendinizi hazır hissetmediğiniz bir başka hamileliği ertelemek veya engellemek isteyebilirsiniz.

Korunma yöntemlerinden önceki yazılarımızda bahsetmiştik. Bu yazımızda ise korunma yöntemi olarak bilinen fakat bilimsel bir dayanağı olmayan ya da herkes için geçerli olmayan yöntemlerden bahsedeceğiz.

Süt Korur!

Emzirme süreci, gebelikten korunma yöntemi olarak düşünülemez çünkü emzirme sadece belirli bir süre gebeliği önleyebilir ve bu süre kadından kadına değişebilir. Emziren kadınlarda bu risk % 1-2 den az olmakla beraber ilk adetten önce ovulasyonun başlayabildiği de gösterilmiştir.

Emzirme sırasında kullanılan doğum kontrol yöntemleri, annenin süt üretimine ve bebeğin sağlığına zarar vermeyecek şekilde seçilmelidir. Bu nedenle, emzirirken hormonal olmayan doğum kontrol yöntemleri (örneğin, kondom veya diyafram gibi bariyer yöntemleri) tercih edilebilir. Hormonal doğum kontrol yöntemleri kullanılacaksa, progesteron bazlı doğum kontrol hapları veya doğum kontrol implantları önerilebilir. Ancak, hormonlu doğum kontrol yöntemlerinin kullanımı hakkında doktorunuza danışmanız önerilir.

Unutulmamalıdır ki, emzirme sürecinde bile hamile kalma riski vardır. Bu nedenle, gebelikten korunma yöntemlerinin kullanılması emzirme döneminde de önemlidir.

Adet Döngüm Başlamadıysa Hamile Kalmam!

Doğum sonrası adet görmediyseniz, hamile kalmayı önlemek için doğum kontrol yöntemleri kullanmanız önerilir. Doğum sonrası adet kanaması, gebelik döngüsünün yeniden başladığının bir işaretidir. Ancak bazı kadınlar, emzirme ve hormon değişiklikleri nedeniyle adet görmeyebilirler ve bu durumda da hamile kalabilirler. Bu nedenle, doğum sonrası herhangi bir zamanda cinsel ilişkiye girecekseniz, doğum kontrol yöntemleri kullanmak isteyip istemediğinize karar vermeniz gerekir. Doğum kontrol yöntemleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için bir sağlık uzmanına danışabilirsiniz.

Geri Çekilerek Korunma

Geri çekilme yöntemi, cinsel ilişki sırasında erkeğin boşalma öncesi penisini vajinadan çekerek, spermin vajina içine girmesini engellemeye çalıştığı bir doğum kontrol yöntemidir. Ancak bu yöntem, gebeliği tamamen önleyemez ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı koruma sağlamaz.

Geri çekilme yöntemi, diğer doğum kontrol yöntemlerine göre daha az etkili bir yöntemdir ve gebelik riskini azaltmak için doğru ve düzenli bir şekilde kullanılmalıdır. Ancak, bu yöntem bazen istenmeyen gebeliklere neden olabilir, çünkü erkek boşalma öncesi bile spermler içeren meni salgılayabilir. Yaygın olarak uygulanmakla birlikte başarılı bir yöntem değildir. Doğru şekilde yapılsa bile başarı oranı %73’dir; yani 100 kadından 27’si bir yıl içinde gebe kalır. Kullanılabilecek birçok güvenilir bir yöntem bulunduğu unutulmamalıdır!

Bu nedenle, gebelikten korunmak için daha etkili doğum kontrol yöntemleri kullanılması önerilir. Örneğin, doğum kontrol hapları, kondomlar, doğum kontrol implantları ve spiraller gibi farklı doğum kontrol yöntemleri mevcuttur ve doktorunuza danışarak size en uygun olanını seçebilirsiniz.

Yumurtlama Döneminde Değilsem Hamile Kalmam!

Adet döngüsü genelde 21 ile 35 günde bir gerçekleşmekte olup, normal şartlarda 28 gün sürmektedir. Adet döngüsünün tam ortasında yumurtlama dönemi meydana gelir. Yumurtlama döneminde kadınların vücudunda her ay hissedilmemesine rağmen bazı belirtiler meydana gelebilir. Yumurtlama ve hamilelik bu dönemde meydana gelebileceği için döngünün bu bölümünün farkında olmak önem arz etmektedir.

Maalesef uygulanan en yaygın hatalardan biri de yumurtlama günleri haricinde korunmasız ilişkiye girerek hamile kalınmayacağının düşünülmesi… Yumurtlama döneminin takibi hamile kalma oranını arttırdığı için takip edilmelidir. Yumurtlama döneminde değilseniz bile hamile kalma oranı oldukça yüksektir.

Tek Başına Prezervatif Yeterli mi?

Prezervatif (kondom) mekanik bir doğum kontrol yöntemidir. Halk arasında prezervatif veya kaput olarak bilinir.

Prezervatifler özel bir lastik ya da plastikten yapılmıştır. Mekanik doğum kontrol yöntemleri arasında en sık kullanılanıdır. Hamileliği önlemesi yanında cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşıda koruma sağlayabilir.

Prezervatifler hızlı ulaşılabilir olması, kullanımının kolay olması ve yüksek koruma oranları nedeniyle yaygın olarak tercih edilir. Bunun yanında cinsel hazzı azaltması, kayabilmesi, beklenmedik bir şekilde yırtılabilmesi ve vajina içine kaçabilmesi gibi dezavantajları da bulunmaktadır.

Prezervatif Koruma Oranı

Prezervatifler 2 çeşit koruma sağlar. Hem hamile kalmayı önlerken hem de cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruyucudur. Ancak her ikisi içinde koruma yüksek oranlarda olmasına rağmen %100 değildir.

Prezervatif ile korunurken dikkat etmeniz gerekenler:

  • Boyut, kalite ve kullanım şekli açısından doğru tercih edildiğinde ve uygulandığında prezervatif koruma oranı %98 civarındadır. Bunun anlamı prezervatif ile korunmada her 100 kadından 2’si 1 yıl içinde gebe kalacak demektir.
  • Yağ bazlı nemlendirici ve kayganlaştırıcı bazı ürünler (vazelin ve losyon gibi) kauçuk ve poliizopren prezervatiflere zarar verebilir. Bu da prezervatifin koruma yüzdesini düşürür. Fakat yağ bazlı ürünler poliüretan prezervatiflerde güvenlidir. Su bazlı kayganlaştırıcıların kullanımı ise tümünde güvenlidir.
  • Prezervatifler vajinal penetrasyondan önce uygulanmalıdır. İlişkinin ortası ya da sonuna yakın kullanılması durumunda prezervatif koruma oranı azalır. Kondomlar erekte haldeki penisin tamamını kaplamalıdır. Bu yüzden kişiye uygun boyutta olanları tercih edilmelidir. Küçük, sıkı ya da bol olması durumunda kayarak çıkabilir. Prezervatifin ucunda meni haznesi denen ufak bir çıkıntı bulunur. Bu çıkıntı meniyi tutarak geriye kaçmasını önler.
  • Prezervatifler kullanılırken vajina kaygan olmalıdır. Bu ya yeterli ön sevişme ya da kayganlaştırıcılar ile sağlanabilir. Yeterli kayganlık olmadığı taktirde sürtünme kuvvetine bağlı kondom dışarı çıkabilir veya vajinaya düşebilir. Bu da prezervafit koruma oranını düşürür. Vajinaya kaçan kondomlar jinekolojik muayene ile görülüp çıkartılır.
  • Prezervatiflerden bir kısmı koruyuculuğu artırmak için spermisit denen maddeler içerir. Spermisit spermleri öldüren kimyasal maddelerdir. Spermisitli kayganlaştırıcı içeren prezervatifler gebeliği önlemede daha etkilidir. Bu yüzden spermisitli kondomların koruma oranı daha yüksektir.

Korunmasız Cinsel İlişki Sonrası

Olası bir kaza durumunda, korunmasız ilişki de ya da prezervatif yırtılması gibi endişe edeceğiniz durumlarda tercih edebileceğiniz yöntemler mevcuttur. Fakat %100 etkili olduğu düşünülen farklı yöntemlerin denemesi de yapılmaktadır. Bunların gebeliği önleyici etkisi yok denecek kadar azdır. İlişki sonrası vajinal bölgeyi silmek, yıkamak ya da ayakta durmak spermleri tamamen yok etmemektedir. Hiçbiri tek başına yeterli değildir. Korunmasız bir ilişki sonrası acil kontrasepsiyon ilacı tercih edebilirsiniz.

Acil Kontrasepsiyon (Ertesi Gün Hapı)

Bir acil kontrasepsiyon ilacı olan ertesi gün hapı, yüksek miktarda sentetik progesteron hormonu veya progesteronun etkisini göstermek adına uyardığı reseptörlerini bloke etme özelliği gösteren maddeleri içerir. Bu hap temel olarak korunmasız olarak girilen cinsel ilişki sonrasında, planlanmamış gebeliklerin oluşumunu engellemek için kadınlar tarafından ağızdan alınan bir ilaçtır. İlaç içeriğinde yer alan yüksek düzeyde progesteron hormonu, kadın yumurtasının erkek üreme hücresi sperm tarafından döllenme ihtimalini azaltmasının yanı sıra, döllenen yumurtanın da uterusa (rahim içine) tutunmasını engelleyerek, gebelik oluşumunu engeller.

Doğum kontrol ilaçlarının aksine ertesi gün hapı, düzenli kullanım gerektirmez ve gebelik istenmeyen ilişki sonrasında bir ya da iki doz olarak alınır. Bu yüzden bir doğum kontrol yöntemi olarak algılanmaması gereken ertesi gün hapı, korunmasız cinsel ilişki, kondom yırtılması gibi beklenmedik durumlarda kullanılmalıdır. Cinsel ilişki sonrasında gebeliği engelleme şansı, ilacın ne kadar erken kullanıldığıyla da bağlantılı olan doğum kontrol hapları, ilişki sonrası 5. günde alındığında etki etmeyebilir.

Ertesi gün hapı, korunmasız ilişki sonrasındaki ilk 24 saatte alındığında, planlanmamış gebelik oluşumlarının yaklaşık olarak %98’ini engeller. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların bulaşmasını önleme konusunda ise hiçbir koruyucu etkisi bulunmayan ertesi gün haplarının yalnızca beklenmedik durumlarda gebeliği önlemek amacıyla kullanılması gerektiği unutulmamalıdır.

Ertesi gün hapları emzirme döneminde güvenlidir ve kullanılabilir. Süte çok az bir miktarda hormon geçse de geçen miktar bebeğe bir zarar vermez. 2013 yılında yayınlanan bir çalışmaya göre, levonorgestrel içeren ertesi gün hapı aldıktan sonra annelerin %75’i, ertesi gün hapı sonrası 8 saat içinde emzirmeye yeniden başlamıştır. 

İstenmeyen gebelikler bireysel ve sosyal anlamda önemli bir üreme sağlığı sorunudur. Tüm dünyada 2008 verilerine göre 43,8 milyon istenmeyen gebelik sonlandırılması uygulanmıştır ve bunların %49’u anne açısında hastalık ve ölüme yol açabilecek sağlıksız koşullarda yapılmıştır. Acil kontraseptif metotların daha yaygın kullanımı ile istenmeyen gebelikler önlenebilecek ve böylece kürtaj sayılarında da azalma meydana gelebilecektir.

 

Daha Fazlası Genel
Yorumlar Kapalı