Lohusalık Döneminizi Kolaylaştırın!
Hayatımızda her kadının en mucizevi dönemlerinden biri hamilelik biri de doğumdur. Bu mucizevi dönem, güzel olduğu kadar oldukça zordur.
Üstelik bu süreç sadece hamilelikle ve doğumla sınırlı kalmamaktadır. Gerek anne, gerekse bebeğin sağlığı için doğumdan sonraki 6 haftayı kapsayan lohusalık dönemine de ayrıca dikkat etmemiz gerekmektedir. Bu süre, annenin vücudunun toparlanması, plasentanın çıktığı rahim içindeki yerin iyileşmesi, kanamanın azalarak bitmesi ve annenin hamilelik öncesi haline daha çok yaklaşması anlamına gelmektedir.
Peki lohusalık dönemine neden ayrı bir önem verilmelidir? Hormon seviyelerindeki değişimler, annede ruh hali dalgalanmalarına yol açabilir, bu nedenle duygusal destek sağlamak oldukça önemlidir. Aynı zamanda emzirme, anne-bebek ilişkisi ve sağlıklı alışkanlıkların oluşması için bu dönem fırsatlar sunar. Düzenli doktor kontrolleri, annenin sağlığını izlemek ve olası sorunları erken tespit etmek için gereklidir. Tüm bu nedenlerle lohusalık dönemine özel bir önem verilmesi, hem annenin hem de bebeğin sağlıklı bir başlangıç yapmasını sağlar.
Doğumdan Sonra Yaşayabileceğiniz Problemler
- Memelerde hassasiyet: Süt alışı başlamadan önceki birkaç gün, göğüsleriniz şişebilir ve özellikle meme uçlarında ağrı ve sızlama duyabilirsiniz.
- Kabızlık: İlk bağırsak hareketi için doğumdan sonra birkaç gün geçmesi gerekebilir. Eğer hemoroitiniz (basur) var ise veya doğum vajinal yolla olmuş ve epizyotomi (doğumda yapılan kesi) var ise bu ilk bağırsak hareketi ağrılı ve sıkıntılı olabilir. Doğum sonrasında karında ve boşaltım kaslarındaki aşırı gerilimden dolayı kadınlarda kabızlık ortaya çıkabilir. Bu yüzden doğum sonra yeterince su içilmeli; kayısı, erik gibi kabızlığı önleyen meyveler tüketilmelidir. Bu arada hareketli bir yaşam sürülmelidir. Hareket halinde olmanız bağırsaklarınızın çalışmasını düzenler. Gün içinde tuvalete aynı saatlerde çıkmaya özen göstermelisiniz.
- Epizyotomi: Vajinal doğum sırasında doğumu kolaylaştırmak için vajen çıkışına bir kesik yapılmış olabilir veya doğum sırasında bu bölgede yırtıklar oluşmuş olabilir. Epizyotomi veya yırtıklara konulmuş dikişler oturmanızı ve yürümenizi bir süre zorlaştırabilir. Öksürürken ve hapşırırken ağrı duyabilirsiniz.
- Sıcak veya soğuk basmaları: Doğumla birlikte, vücudunuzda çok ciddi hormonal değişiklikler oluşur. Bu değişiklikler vücudun termostatının dengesiz davranmasına neden olur.
- İdrar ve gaita kaçırma: Doğum sırasında, doğum kanalı etrafındaki kasların esnemesi sonucunda öksürünce, gülünce veya ıkınınca istemsiz idrar kaçırma ve bağırsak hareketlerini kontrolde zorlanma olabilir. Bu durumlar özellikle zor doğumlardan sonra sıkça görülebilmektedir.
- Rahim bölgesinde ağrılar: Doğumu takip eden günlerde de rahim kasılmaları devam eder. Bu kasılmalar özellikle bebeği emzirirken ve kanama azaltıcı ilaç aldıktan sonra belirginleşir.
- Vajinal akıntı: Doğumu takip eden günlerde alışageldiğiniz adet kanamasından daha fazla ve sıklıkla da pıhtılar içeren bir kanama görülür. Bu kanama daha sonraki günlerde giderek azalır rengi giderek beyaz veya sarıya döner. Akıntı genellikle lohusalık döneminin sonunda normale dönmüş olur.
- Kilo kaybı: Doğumu takiben yaklaşık 6-7 kilo civarında hafiflemiş olursunuz. Bu kilo kaybı bebeğin kilosu, plasenta ve amniyotik sıvının toplam ağırlığına denk gelir.
- Kanama: Doğumdan sonra erken dönemde kanama her zaman oluşabilecek sorunlardan biridir. Kadında normalde 500 ml altındaki kanamalar normal kabul edilir. Bunun üzerindekiler anormal olarak görülür. Anormal kanamalar atoni yani doğum sonrası rahmin kasılmaması ve damarların açıkta kalarak kapanmaması yüzünden oluşur. Aşırı kanama bu sorunun önemli bir belirtisidir. Doğumun uygun koşullarda yapılmaması durumunda gelişen kanamalarda anneyi kaybetmek bile mümkündür. Bu durumda elle rahim masajının yapılması, beraberinde ilaç tedavisiyle rahim kasılmalarının oluşmasını sağlamak gerekir. Bunlar yeterli gelmezse, annenin acil olarak ameliyata alınması gerekir.
- Enfeksiyonlar: Doğumun ardından ilk gün içine yüksek ateşle seyreden lohusalık humması, başta memeleri, üreme organlarını ve idrar yollarını etkisi altına alır. Uzun süren doğumlarda, erken açılan zarlarda enfeksiyonun gelişimi artar. Kadınlarda en çok görülen enfeksiyon rahim içi iltihaplanmasıdır. İltihap doğumdan sonraki üç günde karın bölgesine kadar yayılır. Yapılan muayenede rahimde ağrı ve hassasiyet olduğu tespit edilir. Enfeksiyonun kan dolaşımıyla birlikte bütün vücuda yayılması içten bile değildir. Böyle bir enfeksiyonun varlığında antibiyotik tedavisine başlanmalı, dinlenmeye özen gösterilmelidir. Bol sıvı alarak iltihabın daha kolay atılması sağlanmalıdır.
- İdrar yolu enfeksiyonları: Doğum sonrası meydana gelebilecek sorunlar arasında yaygın görülen enfeksiyonların içinde yer alır. Bu sorun kendini idrar yaparken yanmayla, yükse ateşle, kasıkta ve belde ağrıyla gösterir. Doğumdan sonraki ilk birkaç günde bu etkiler görülmeye başlar. Eğer vajinal kanama varsa, bu enfeksiyon açısından da risk kabul edilir. Tedavide doktorun önerdiği antibiyotikli ilaçlar kullanılır.
Lohusalık Dönemini Nasıl Kolaylaştırırsınız
- Dinlenmeyi İhmal Etmeyin: Günlük işleriniz ve bebeğinizin bakımı sırasında kendinize dinlenme fırsatları yaratmaya çalışın. Bu dönemlerde oldukça fazla enerji harcamanız gerekecektir. Böylesi durumlarda aile büyükleri ya da yakınlarınızdan yardım istemekten çekinmeyin. Bebeğiniz uyuduğunda siz de mutlaka uyumaya çalışın.
- Öğünlerinize Özen Gösterin: Beslenme düzeninize dikkat etmeniz çok önemlidir. Beslenmenin hem siz hem bebek için büyük önem taşıdığını unutmayın. Kalorisi yüksek besinler yerine sağlıklı ürünleri tercih edin. Yeterli protein aldığınızdan de emin olun. Ara öğünlerde mutlaka sağlıklı atıştırmalıkları tüketin. Tam aksine gebelikten kalan fazla kilolardan kurtulmak için acele etmeyin ve bu nedenle almanız gereken demirbaş besinlerden uzaklaşmayın.
- Hareketsiz Kalmayın: Mümkün olduğunca egzersiz yapın. Unutmayın, hareket etmenizin kilo kontrolünden depresyondan korunmaya kadar birçok faydası bulunuyor. Siz hareket ettikçe pozitif bir ruh hali içine gireceksiniz. Ancak ağır kaldırmak, uzun süre ayakta durmak gibi kendinize zarar verecek hareketlerden ziyade, bebekle yürüyüşe çıkmak gibi hem bedeninize hem de ruhunuza iyi gelecek egzersizleri tercih etmelisiniz.
- Gereksiz Endişeleri Geride Bırakın: Doğumun hemen sonrasında annenin deneyimsizliğinden kaynaklanan korkular daha az süt gelmesine neden olabilir. Lohusalık sürecinde gereksiz endişeleri bir kenara bırakmak için, kendinize nazik olmayı ve destek aramayı unutmayın. Aile üyelerinizden veya arkadaşlarınızdan yardım istemekten çekinmeyin; birlikte vakit geçirmek, yüklerinizi hafifletebilir. Düzenli yürüyüşler yaparak hem fiziksel sağlığınızı destekleyebilir hem de zihinsel rahatlama sağlayabilirsiniz. Emzirme veya bebeğinizin bakımı ile ilgili endişeleriniz varsa, bir uzmandan veya diğer annelerden bilgi alarak güven kazanabilirsiniz. Kendinize zaman tanıyın; bu dönemde her şeyin mükemmel olmasını beklemek yerine, küçük başarıları kutlayarak ilerlemek daha sağlıklıdır.
- Eğitimlere Yazılın: Lohusalık sürecinde eğitimlere katılmak, yeni anneler için son derece faydalı olabilir. Emzirme, bebek bakımı, ebeveynlik teknikleri gibi konularda verilen eğitimler, hem bilgi edinmenizi sağlar hem de kendinize güveninizi artırır. Ayrıca, diğer annelerle deneyimlerinizi paylaşarak sosyal destek de bulabilirsiniz. Bu tür eğitimler, stresli anlarla başa çıkmanıza yardımcı olacak pratik bilgiler sunar ve lohusalık sürecini daha rahat geçirmenizi sağlar. Dolayısıyla, bu eğitimlere katılmak kesinlikle önerilir. Özellikle doğru emzirme yöntemi için mutlaka gerekli eğitimi almalısınız. Bu sayede meme başı yaraları ya da yanlış oturmaya bağlı postür bozukluklarının da önüne geçebilirsiniz.
- Sıcak Bir Banyodan Yardım Alın: Normal doğum sonrası perine bölgesinin bakımı, oturma banyoları, hemoroid ve kabızlık gibi sık görülen problemlerin tedavisinin sağlanması ve ağrı kesici ihtiyacının ihmal edilmemesi de önem taşımaktadır. Bu nedenle antiseptikli oturma banyolarıyla enfeksiyonlardan korunabileceğiniz gibi rahatlama da sağlayabilirsiniz.
- Süt Kanallarınızı Rahatlatın: Bebeğin sık emzirilmesine rağmen, bu dönemde hem fazla süt üretimi hem de bebeğin memeyi tam olarak boşaltamaması nedeniyle memelerde sertlikler oluşabilir. Süt kanallarındaki genişleme ve aşırı süt üretimi bazen süt ateşine yol açabilir. Bu durumda, göğüslerinizi rahatlatmak için gerekirse süt pompası kullanarak boşaltma yapabilirsiniz. Önlem alınmazsa enfeksiyon riski artar; bu yüzden sütü elle veya pompa ile boşaltmak, ayrıca emzirmeden önce ılık duş almak faydalı olabilir.
- Doğum Sonrası Depresyonu Gerçeği: Aşırı yorgunluk ve tükenmeye bağlı ya da yaşanan hormonal değişime paralel olarak doğum sonrası anne adaylarında depresyon yaşanabilmektedir. İstatistiklere göre bu dönemde annelerin yüzde 70-80’inde lohusalık üzüntüsü denilen durum, yüzde 10-13’ünde ise lohusalık depresyonu olarak görülmektedir. Sorunun daha da ilerlememesinin ve depresyonun önüne geçilmesi için alacağınız sosyal destek çok önem taşımaktadır. Özellikle bebeğin bakımı sırasında size destek olabilecek birilerinden mutlaka yardım alın ve uzman bir hekim ile görüşün.
- Kontrollerinizi İhmal Etmeyin: Yeni doğum yapmış tüm annelerin lohusalık dönemine özen göstermesi gerekirken, özellikle hamileliğinde fazla kilo almış olanların emboli riski arttığı ve doğum sonrası bakımı güçleştiği için kontrollerine daha fazla dikkat etmeleri gerekmektedir. Ayrıca kiloya bağlı varisler gelişerek dolaşım problemleri yaşanabilmektedir. Diyabet hastası annelerin de özellikle dikkatli olması gerekmektedir. Hamilelikte ortaya çıkan diyabet ya da önceden beri diyabetli olan kişilerin özel bakıma ihtiyacı olmaktadır. Sezaryen sonrasını bazıları çok rahat atlatırken bazıları da iki-üç hafta boyunca ağrı yaşabilmektedir.
Eğer çok iri ya da ikiz bebekler doğurduysanız rahim hemen kendini toparlayamayabilir. Böyle riskli durumlarda özellikle kontrollerinizi takip etmelisiniz. Böyle durumlar için sık emzirme önerilmektedir. Bu yöntem rahiminizin çok daha hızlı toparlanmasını sağlamaktadır. Kanamalar devam ettiği sürece de takiplerin devam etmesi gerekmektedir. Bu sırada gerekli görülürse ekstra takviye gereken vitamin ya de minerallerden yardım alınmaktadır.